İŞ KAZASININ TESPİTİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

İŞ KAZASININ TESPİTİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER
16 Mart 2022 No Comments İş Hukuku cemakyazi

İŞ KAZASININ TESPİTİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

İş Kazasının Tespiti Davası Nedir? Kimler tarafından, hangi durumlarda açılabilir?

İş Kazası nedir? Hangi olaylar iş kazası sayılır?

5510 sayılı yasanın 13. Maddesi;

İş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.(”

Hükmünü haizdir.

Anılan yasa maddesi özetle, iş yerinde işçinin maruz kalabileceği kazaları belirli şartlar altında iş kazası sayılacağı kurala bağlanmıştır. Bu noktada iş yeri deyiminden hukuken ne anlaşılması gerektiği önem arz etmektedir.

İş yeri, 4857 sayılı kanunun 2. Maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.

Bahse konu yasa maddelerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, bir fiilin yahut olayın iş kazası sayılabilmesi için 4857 sayılı kanunun tanımından yola çıkılarak iş yeri ve/veya eklentilerinde 5510 sayılı yasanın 13. Maddesinde sayılan olaylardan birine ve/veya birkaçına maruz kalan işçinin geçirdiği kazanın iş kazası olarak nitelendirilmesi mümkündür.

5510 sayılı yasanın 13. Maddesinde belirlenmiş süreler içerisinde iş kazası bildiriminin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmamış olması halinde, iş kazasının tespiti için ayrı bir davanın açılması gerekmektedir. Bu konuda “İş Kazasının Tespiti Davası” hakkındaki makalemizden yararlanılabilir.

İş Kazasının Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

5510 sayılı yasanın 13/2 maddesine göre;

İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,

c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.)

(Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

Anılan kanun hükmü uyarınca iş yerinde meydana gelen iş kazasının, kaza tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gerekir. SGK tarafından bildirimi takiben iş yerinde tahkikat yapılarak olayın iş kazası olup olmadığının tespiti ve sorumlulukları bulunanların kusurları bir rapora bağlanır.

Olayın iş kazası olarak kabul edilmesi halinde işçi ve/veya hak sahipleri tarafından maddi – manevi tazminat davası açılabilmektedir.

Ancak 5510-13/2 maddesi uyarınca iş kazası bildiriminin belirlenen süre içerisinde SGK kurumuna bildirilmemesi veya bildirilmiş olmasına karşılık yapılan tahkikat neticesinde olayın iş kazası olarak kabul edilmemesi durumlarında, iş kazasının tespiti için ayrı bir dava açılması zorunluluğu hasıl olacaktır.

İş Kazasının Tespiti Davasının Tarafları

Bu davanın davacısı, iş kazasına maruz kalan ve/veya tespitin yapılmasında hukuki yararı bulunan zarar görenin hak sahipleridir.

Davanın hem işverene hem de Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılması gerekir.

Zaman Aşımı

İş Kazasının tespitine yönelik açılacak davada zaman aşımı, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır.

İş kazasına sebep olan haksız fiil, ceza hukuka anlamında bir suç teşkil ediyor ise zaman aşımı, ceza hukukundaki öngörülen ceza için belirlenmiş zaman aşımı daha uzun bir süreyi kapsıyor ise zaman aşımı süresi ceza zamanaşımı için öngörülen süresidir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme…

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunun  5. Maddesi uyarınca işçilik alacakları davasında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde bu dava, asliye hukuk mahkemelerinde iş mahkemesi sıfatıyla görülmektedir.

Anılan Kanunun 6. Maddesi uyarıca yetkili mahkeme;

(1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

(2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

(3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

(4) İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır.

(5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.

Dava Şartı Zorunlu Arabuluculuk

Sosyal Güvenlik Mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar hakkında açılacak davalarda arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.

İş Kazasının Tespiti davasını taraflar kendisi açabilir mi?

Hukukumuzda, mahkemeler nezdinde açılan davaların avukat aracılığıyla takip edilmesine yönelik olarak zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, iş mahkemelerinde görülecek davalar hukuki mahiyeti itibariyle birçok hukuki müesseseye hakim olmayı gerektirmektedir. Bunun yanında, mahkemelerde yürütülen yargılamalarda belirli usulü kurallar uygulanmakta olup, bu usul kurallarının bilinmemesi, aşamalarda yapılacak işlemlerin süresinin kaçırılması veya yanlış yapılmasına bağlı olarak hak kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle dava açılmadan önce hukuki yardım alınması ve davaların bir avukat aracılığıyla takip edilmesi daha yararlı olmaktadır.

Ofisimiz İş Hukuk alanında uzman kadrosuyla, iş hukukuyla ilgili uyuşmazlıkların çözümü noktasında danışmanlık ve avukatlık hizmetleri vermektedir. 

Av. Cem Akyazı

Av. Mücahit Ahmet Tumbul

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.