Aşırı kıskançlık boşanma Yargıtay kararı

Aşırı kıskançlık boşanma Yargıtay kararı
3 Ekim 2022 No Comments Aile Avukatı cemakyazi

Çekişmeli boşanma kararı alınma sürecinde eşler birbirlerinin kusurlarına dava dilekçelerinde yer verirler. Gerçekten de çekişmeli boşanma davalarında tarafların kusurları hakim tarafından gözetilir. Hatta mal paylaşımı dahi kusur oranları gözetilerek karara bağlanmaktadır.

Kadınların kıskançlıklarını gerekçe göstererek, evlilikte kadın taraf kusurlu gösterilmeye çalışılır. Gerçekten de kıskançlık evlilikte bir kusur olarak düşünülebilir. Ancak Aşağıda yer alan: “Kadının aşırı kıskançlığı erkeğin güven sarsıcı davranışlarından kaynaklanıyorsa kadına kusur olarak yüklenemez.” İfade Yargıtay kararlarında da yerini almıştır.

Erkeğin güven sarsıcı davranışları

Erkeğin başka kadınlara olan ilgisi ya da başka kadınların erkeğe olan ilgisi erkeğin güven sarsıcı davranışları kapsamında düşünülecektir. Gerek tanık beyanları gerek sosyal medya hesaplarındaki mesajlaşmalar ve beğeniler ile erkeğin güven sarsıcı davranışları ispatlanacaktır. Yargıtay kararında yer aldığı haliyle “ kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğinde olduğundan, kadına bu kusurun yüklenmesi yerinde görülmemiştir.” şeklindedir.

Aşırı kıskançlık boşanma

Böylelikle güven sarsıcı davranışların karşısında kıskançlık bir kusur olarak karşı tarafa yüklenemeyecektir. Ancak güven sarsıcı davranışların ispatı sağlanmazsa ve aşırı kıskançlık tanık beyanları ile sabitse, bu durumda aşırı kıskançlık çekişmeli boşanma davalarında kusur olarak karşı tarafa yüklenilebilir.

Aşırı kıskançlık Yargıtay kararı:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi    2019/1370 E-  2019/6652 K sayılı ilamı ile;

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek ortak çocuğun velayeti davalı-davacı kadına verilmiş, baba ile kişisel ilişki tesis edilmiş; çocuk için tedbir-iştirak nafakasına, kadın için de maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Hükme karşı, erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, erkeğin kadının kabul edilen davasına yönelik başvurusunun esastan reddine; kusur tespiti ve tazminatlara yönelik başvurunun da, tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle, kabulüne karar vermiş ve kadının tazminat taleplerini reddetmiştir.

İlk derece mahkemesi kararında, davacı-davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu, ayrıca evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının da hafif kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi; erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek istemeyerek evden ayrıldığı ve güven sarsıcı davranışlarının olduğu; kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu ve aşırı kıskanç olup eşine baskı yaptığından bahisle tarafların eşit kusurlu olduğunu belirterek erkeğin kusur tespiti ile tazminatlara yönelik başvurusunu kabul etmiş ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.Bölge adliye mahkemesi hükmü sadece davalı-davacı kadın tarafından temyiz edildiğinden, bölge adliye mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlar kadın yönünden usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir. Bu durumda, davacı-davalı erkeğin evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemediği ve güven sarsıcı davranışlarının olduğu sabittir. Bölge adliye mahkemesince kadına kıskançlık nedeniyle eşine baskı yaptığı kusuru yüklenmişse de, kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğinde olduğundan, kadına bu kusurun yüklenmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda gerçekleşen ve bölge adliye mahkemesince kabul edilerek erkek tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşen kusurlara göre; evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemeyen ve güven sarsıcı davranışları bulunan erkek güven sarsıcı davranışları bulunan kadına göre ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2.maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, erkeğin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabul edilerek kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 29.05.2018 tarih, 2017/1121 esas ve 2018/729 karar sayılı kararının kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminatlar yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.05.2019

En iyi boşanma avukatı Küçükçekmece boşanma avukatı

Başakşehir boşanma avukatı

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.