Boşanma davası devam ederken zina – Boşanma davası açıldıktan sonra aldatma

Boşanma davası devam ederken zina – Boşanma davası açıldıktan sonra aldatma
14 Ekim 2022 No Comments Aile Avukatı,Medeni Hukuk cemakyazi

Boşanma davası devam ederken aldatma en sık rastlanılan olaylardan biridir. Temel olarak eşler dava sürecinde boşandıklarını düşünseler de halen kanun önünde evlilik birliği içerisindelerdir. Evlilik birliğinin getirdiği en önemli yükümlülüklerden biri eşlerin birbirlerine sadakatli olmasıdır.

Boşanma davası açıldıktan sonra sadakat yükümlülüğü devam eder mi?

Evet devam eder. TMK 185. Maddesi hükmü gereğince sadakat yükümlülüğü boşanma davası açılmasıyla sona ermez. Sadakat yükümlülüğünün başında cinsel sadakat gelmektedir. Haliyle boşanma davasının açılması eşler arasındaki evlilik birliğinin sona erdiği anlamına gelmeyeceğinden boşanma davası sürecinde de eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü devam eder.

Boşanma davası açıldıktan sonra zina olur mu?

Boşanma davası devam ederken de eşlerden birisi zina ederse, boşanma davası açılmadan önceki dönemle aynı hükme tabidir. Ancak zina olayının yöntemince ispatlanması ve belgelendirilmesi gerekir. Açılmış bir dava esnasında zina olayının gerçekleşmesi halinde, zina sebebine dayalı boşanma davası açılarak iki davanın birleştirilmesi talep edilebilir.

Boşanma davası devam ederken zina (aldatma) davası açılabilir mi?

Herhangi bir nedenle açılan boşanma davası devam ederken zina gerçekleşmesi halinde zina sebebine dayalı boşanma davası açılabilir. Bu durumda iki dava birleştirilerek boşanma davasına devam edilir.

Boşanma davası devam ederken aldatma yargıtay kararı

  • Yargıtay 2.Hukuk Dairesi, 22.05.2019 tarih, 2018/4441 Esas, 2019/6576 Karar

“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden ıslah dilekçesi ile iddia edilen zina vakıasının yargılamanın devamı sırasında davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan dava tarihinden sonra 04.12.2015 tarihinde gerçekleşen bir olaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara tabi olup dava tarihinden sonra meydana gelen olaylar eldeki boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemez. Bu sebeple, davacı ıslah yoluyla, dayandığı vakıaları değiştirebilir veya davaya yeni vakıaları dahil edebilir ise de, boşanma davasının devamı sırasında işlendiği iddia olunan zina fiilinin veya başkaca bir kusurlu davranışın ıslah yoluyla olsa dahi eldeki boşanma davasında davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenmesi ve davanın bu sebeple kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan sebeplerle, davacı-karşı davalı erkeğin zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”

  • Yargıtay 2.Hukuk Dairesi, 15.9.2015 tarih, 2015/1895 Esas, 2015/15882 Karar

“Eşler birbirine sadık kalmak zorundadırlar (TMK.md. 185/3). Bir boşanma davasının açılması durumunda eşlerin sadakat yükümlülüğü elbette ortadan kalkmaz. Bunun aksi de düşünülemez. Nitekim boşanma davasının açılmasıyla eşler arasındaki cinsel sadakat yükümlülüğünün “kalktığına” ve dava tarihinden sonra gerçekleşen sonraki cinsel sadakate aykırı davranışların “yeni bir dava” konusu yapılamayacağına ilişkin bugüne kadar alınmış hiçbir Yargıtay kararı da bulunmamakladır. Boşanma davalarında uygulanacak yargılama usulü Türk Medeni Kanununun 184 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile emredici olarak düzenlenmiş olduğundan eşlerin sadakat yükümlülüğünün evlilik süresince geçerli olmasına ilişkin “maddi hukuk kuralı” Taraflara ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun şekilde dayanılmayan vakıalara dayanma ve bu vakıalara ilişkin delil sunma hakkını vermez.

Boşanma davasına bakan mahkeme yargılamayı Türk Medeni Kanununun 184 ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. 119. 129. 137. 140/3 ve 187. hükümlerinde yer alan emredici düzenleme sebebiyle ön inceleme sonuç tutanağında yer alan ve taraflarca imzalanarak kabul edilen çekişmeli vakıaları gösteren tutanak esas alınmak suretiyle yürütmek zorundadır. Ön inceleme sonuç tutanağı boşanma davasının yol haritasıdır. Başka yoldan gidilmesi ancak karşı tarafın açık muvafakati ile mümkündür (HMK.md.141/1) Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde ileri sürülmemiş olan vakıalar, mahkemece kendiliğinden incelenemeyeceği gibi, hakim onları hatırlatacak hallerde dahi bulunamaz (HMK.md.25/1). O halde, sadece ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK. md.141) bildirilmiş olan vakıalar boşanma davalarının sınırını çizmekte ve mahkemece ancak, bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmekledir. Aksinin kabulü: davacının dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dahil, yargılamanın hangi aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde “boşanmada yargılama usulü” ayrıca düzenlenmiş: anılan maddenin ilk fıkrasında “Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir.” hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının “genel yargılama usulüne” tabi olduğu belirtilmiştir. Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması özel usuller, Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, tarafların usulüne uygun şekilde dayanmadığı vakıaların ve özellikle tahkikat aşamasında meydana gelen boşanma sebebi oluşturan cinsel sadakatsizlik dahil her türlü vakıanın değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye bir başka deyişle istisnaya yer verilmemiştir. Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK. md. 141) dayanılmayan bir vakıanın, tahkikat aşamasında gerçekleştiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine, açıklanan “emredici usul kuralları” sebebiyle imkân bulunmamaktadır. Davacı-karşı davalının açtığı boşanma davası, davalı karşı davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesi ile kabul edilmiştir. Ne var ki mahkemece davalı karşı davacıya kusur olarak isnat edilen sadakatsizlik eylemi dava açılmasından sonra meydana gelmiştir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davadan sonra oluşan vakıalar görülmekte olan boşanma davasında hükme esas alınamaz, ancak yeni bir dava konusu yapılır ve ispat edilirse birleştirilerek görülecek yeni boşanma davasında bu sebeple boşanma kararı verilebilir. Mahkemece davalı-karşı davacıya başka bir kusur da isnat edilmemiştir, gerçekleşen bu duruma göre, davacı-karşı davalının davasının kabulü ve tarafların eşit kusurlu kabul edilerek davalı-karşı davacı kadının tazminat taleplerinin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Küçükçekmece Boşanma Avukatı

Küçükçekmece boşanma avukatı, küçükçekmece kadın boşanma avukatı, avukat Selda TOPRAK, Başakşehir boşanma avukatı, bayan boşanma avukatı, kadın avukat, anlaşmalı boşanma avukatı, kadın boşanma avukatı,

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.