Boşanma, doğum esnasında yalnız bırakma

Boşanma, doğum esnasında yalnız bırakma
9 Mayıs 2020 No Comments Medeni Hukuk cemakyazi

Doğum esnasında karısını yalnız bırakan kocanın ağır kusurlu sayılarak, kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

Doğum esnasında yalnız bırakma, boşanma davasına etkisi oldukça önemli olan bir husustur.

Doğum esnasında yalnız bırakma, hakaret dahil olmak üzere bir.ok kusurdan daha ağır kusur olarak Yargıtayca değerlendirilmektedir.

Boşanma davalarında haklı sebebin bulunması davanın seyrine etki eder. Boşanma davalarında istenen sonucun alınabilmesi için elinizin güçlü olması önemlidir. Tecrübeli boşanma avukatı önemlidir.

İstanbul boşanma avukatı, Küçükçekmece boşanma avukatı, Halkalı boşanma avukatı, Atakent boşanma avukatı, Başakşehir boşanma avukatı arayanlar danışmak için iletişime geçebilirler.

Boşanma avukatı sadece kanun hükümlerini değil, yerleşik Yargıtay içtihatlarını da bilmelidir. Boşanma avukatı istenen sonuca daha iyi bir savunma oluşturarak ulaşır.

İlgili Yargıtay kararı aşağıdadır.



T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/5985

K. 2019/1767

T. 27.2.2019

• KARŞILIKLI BOŞANMA DAVASI ( Davacı Erkeğin Ağır Kusurlu Olup Gerçekleşen Kusurlu Davranışlarının Aynı Zamanda Kadının Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Eder Nitelikte Bulunduğu – Kadın Yararına Tazminat Koşullarının Oluştuğu/Tarafların Ekonomik ve Sosyal Durumları Kusurun Ağırlığı ve Hakkaniyet Kuralları Gözetilerek Kadın Yararına Uygun Miktarda Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerekirken Kadını Tazminat Taleplerinin Reddinin Doğru Olmadığı )

• KUSURUN BELİRLENMESİ ( Davalı Erkeğin Eşini Aldatarak Sadakat Yükümlülüğünü İhlal Ettiği Doğum Sırasında Eşinin Yanında Olmadığı Onu Evden Kovduğu Davacı Kadının ise Eşi İçin Şerefsiz Dediği Eşinin Ailesini Kastederek Hepsi Yalancı Şeklinde Sözler Sarf Ettiği Köylü Diyerek Eşini Aşağıladığının Görüldüğü – Boşanmaya Sebebiyet Veren Olaylarda Davalı Erkeğin Kadına Nazaran Daha Ağır Kusurlu Olduğu/Tarafların Eşit Kusurlu Kabul Edilmesinin Bozmayı Gerektirdiği )

• BOŞANMADA TAZMİNAT ( Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Ağır Kusurlu Olduğu Anlaşılan Davalı Erkeğin Davranışlarının Kadının Kişilik Haklarına Saldırı Teşkil Ettiği – Kadın Yararına TMK Md. 174/1-2 Koşullarının Oluştuğunun Gözetilmesi Gerektiği/Tarafların Ekonomik ve Sosyal Durumları Kusurun Ağırlığı ve Hakkaniyet Kurallarına Göre Kadın Yararına Uygun Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

4721/m.166,174

ÖZET : Dava, tarafların karşılıklı boşanma istemlerine ilişkindir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin, kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşıldığında, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi,

Davacı erkeğin ağır kusurlu olup gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder nitelikte bulunduğundan kadın yararına tazminat koşulları oluşmuş; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat istekleri yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.02.2019 günü temyiz eden davacı-davalı vekili geldi. Karşı taraf davalı-davacı ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Karşılıklı boşanma davalarının ( TMK m. 166/1 ) yapılan yargılaması sonunda,ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki dava kabul edilerek tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 20.000,00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminata, davalı-karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen iş bu karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatların ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakanın miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen maddi ve manevi tazminat istekleri, iştirak nafakası yönünden istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, erkeğin kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının gerekçesindeki “Fiziki şiddet ve eşini aldatmak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği” vakıalarının erkeğe ait kusur olmaktan çıkartılmasına, yerine ikame olmak üzere erkeğe ait kusur olarak “Güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu” vakıasının gerekçeye eklenmesine, “Davacı-karşı davalının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği” vakıasının kadına ait kusur olarak gerekçeye eklenerek gerekçedeki “Erkeğin fazla kusurlu olduğu” cümlesinin gerekçeden çıkartılarak gerekçeye “Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu” yazılarak gerekçenin kusur belirlemesi yönünden düzeltilmesine, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin diğer istinaf talepleri ile davacı-karşı davalı kadının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat istekleri yönünden temyiz edilmiştir.

1- )Yapılan yargılama ve toplanan delillerle, davalı-karşı davacı erkeğin eşini aldatmak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, doğum sebebiyle hastaneye yatırılan eşinin yanında ve ona destek olmadığı, eşini istemediğini söylerek evden kovduğu, davacı-karşı davalı kadının ise eşi için şerefsiz dediği, eşinin ailesini kastederek hepsi yalancı şeklinde sözler sarf ettiği, köylü diyerek eşini aşağıladığı, ailesinin köyden getirdiği yoğurt peynir gibi yiyecekleri pis deyip çöpe attığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı dava erkeğin, kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

2- )Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda l. ve 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 2.037 TL. vekalet ücretinin S.’tan alınıp M.’a verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2019 ( Çar. )

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.