Eşe, karısına harçlık vermemek ekonomik şiddettir. Boşanma avukatı – Küçükçekmece, Halkalı, Atakent, Tema İstanbul

Eşe, karısına harçlık vermemek ekonomik şiddettir. Boşanma avukatı – Küçükçekmece, Halkalı, Atakent, Tema İstanbul
9 Mayıs 2020 No Comments Medeni Hukuk cemakyazi

Yargıtay tarafından; Eşe, karısına harçlık vermemek ekonomik şiddet uygulanması olarak yorumlanmaktadır.

Boşanma davalarında haklı sebebin bulunması davanın seyrine etki eder. Boşanma davalarında istenen sonucun alınabilmesi için elinizin güçlü olması önemlidir. Tecrübeli boşanma avukatı önemlidir.

İstanbul boşanma avukatı, Küçükçekmece boşanma avukatı, Halkalı boşanma avukatı, Atakent boşanma avukatı arayanlar danışmak için iletişime geçebilirler.

Boşanma avukatı sadece kanun hükümlerini değil, yerleşik Yargıtay içtihatlarını da bilmesi neticesinde istenen sonuca daha iyi bir savunma oluşturarak ulaşabilir.

İlgili Yargıtay kararı aşağıdadır.

T.C.   Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas No:2015/25979 Karar No:2017/4218 

MAHKEMESİ: Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, maddi tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin eşinin ameliyatı ile ilgilenmediği, sağlık giderleri ile kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığı ve eşine harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK. m. 174/2). Davacı-karşı davalı erkeğin belirlenen kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. Davalı-karşı davacı kadın yararına kusurun ağırlığı tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 

3- Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde talep ettiği tazminatlara faiz uygulanmasını istediği halde mahkemece kadın lehine hükmedilen maddi tazminata faiz uygulanıp uygulanmayacağına dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) (3.) ve (4.) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.