SGK KURUM İŞLEMİNİN – ÖDEME EMRİNİN İPTALİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

SGK KURUM İŞLEMİNİN – ÖDEME EMRİNİN İPTALİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER
9 Mart 2022 No Comments İş Hukuku cemakyazi

SGK KURUM İŞLEMİNİN – ÖDEME EMRİNİN İPTALİ DAVASI, HUKUKİ NİTELİĞİ VE YARGILAMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

Ülkemizde sosyal güvenlik mevzuatı, geçmiş dönemlerden beri birçok kez değişikliğe uğramış, geçmişte uygulanan kanunlar sıkça yürürlükten kaldırılarak yeni kanunlar ihdas edilmiştir. Bu nedenle sosyal güvenlik mevzuatı dağınık ve karışık bir vaziyettedir.

Sosyal güvenlik mevzuatıyla getirilen yükümlülüklerin tespiti güç ve uzmanlık gerektirdiği gibi, uyuşmazlık halinde davanın görüleceği mahkemenin tespiti bile hukuki bilgi ve deneyim gerektirip, bazen oldukça zor olmaktadır.

Somut uyuşmazlığının hukuki niteliğinin tespitinin yapılmasının yanı sıra, görevli mahkemenin tespiti de gerek usul hukuku açısından, gerekse işine esasına yönelik hususlar açısından farklılıklar arz etmektedir. Zira Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan doğan bir takım uyuşmazlıkların görümü ve çözümünde İdare Mahkemeleri, diğer bir kısmında ise Adli Mahkemeler (İş Mahkemeleri) görevlidir.

Bu durum, uyuşmazlığın iyi mütalaa edilmesini gerektirir. SGK, kamu hukuku kurallarına göre kurulmuş ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir devlet kurumudur. Bu niteliği itibariyle SGK’nun işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar ile ilgili olarak açılacak davaların İdari Yargı yerlerinde görülmesi gerekir. Ancak 5510 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde bir kısım uyuşmazlıkların adli yargıda görülmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın tespiti büyük önem arzetmektedir.

1-İdari Yargıda Görülecek Davalar

SGK tarafından ihdas olunan “İDARİ PARA CEZASI” niteliğindeki işlemler sebebiyle vu’ku bulan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde idari yargı makamları görevlidir.

5510 sayılı yasanın 102. Maddesi ile SGK tarafından ihdas olunabilecek idari para cezaları belirlenmiştir. Bu madde hükmü uyarınca kesilen idari para cezalarına karşı açılacak iptal davalarının idari yargı yerlerinde açılması gerekir.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı dava açılmadan önce kuruma başvuru yapılması dava şartı niteliğindedir ve zorunludur.

SGK tarafından kesilen idari para cezaları, 5510-102 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilerek ilgilisine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde kuruma başvurarak işleme karşı itiraz edilebilir. Sürenin itiraz edilmeksizin geçirilmesi halinde para cezaları kesinleşecektir. 

Yazılı başvurunun reddedilmesi halinde, idari para cezası mahiyetindeki işlemin iptali talebiyle 30 günlük süre içerisinde İdari Yargı makamlarında iptal davası açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre mahiyetinde olup süresi içerisinde dava açılmaması halinde bu hak sona erer ve idari para cezası kesinleşmiş olur. Davada İdari Yargılama Usulü Kanunu uygulanır. Bu sebepten olmak üzere açılan dava idari para cezasının yürürlüğünü kendiliğinden durdurmaz. Yürütmenin durdurulması talebinin ayrıca dilekçede ileri sürülmesi gerekir.

İdari para cezasına dayanak teşkil eden alacak, 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir.

2-İş Mahkemelerinde Görülecek Davalar

Yukarıda açıklanan ve idare hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gereken hususlar ayrık olmak üzere, 5510 sayılı yasa ile 6183 sayılı yasalardan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde İş Mahkemeleri görevli kılınmıştır.

5510 sayılı kanun gereği ödenmeyen prim vesair alacakların tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacakların Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla Sosyal Güvenlik Mevzuatından kaynaklanan alacakların tahsilinde 6183 sayılı yasa hükümleri uygulanacaktır.

6183 sayılı kanun gereği SGK tarafından prim, gecikme zammı vesair alacakların tahsili için kurum tarafından ilgilisine ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesi zorunludur. Tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde İş Mahkemelerinde ödeme emrinin iptali davası açılması gerekmektedir.

Prim alacakları, ait olduğu aydan itibaren işleyecek 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Ayrıca bu prim borçlarından kimlerin sorumlu tutulması gerektiği büyük önem arz eder. Şirketlerin prim borçlarından sorumluluğu, Ticaret Hukuku kurallarına göre belirlenir. Ticari Şirket niteliği olmayan işverenlerin sorumluluğu ise bağlı bulunduğu mevzuat çerçevesinde çözümlenir. Bu itibarla tebliğ olunan ödeme emrine konu alacağın iyi mütalaa edilmesi gerekir. Keza tebligatın yapıldığı kişinin borçtan sorumluluğunun olup olmadığı veya ilgili kişiye başvurulmadan önce gerekli yasal prosedürün işletilip işletilmediği büyük önem arz etmektedir. Gerekli işlemler yerine getirilmeksizin gönderilen ödeme emirleri usule aykırılık nedeniyle iptal edilmektedir.

Anılan davanın 6183 sayılı Kanuna tabi olması sebebiyle, davanın reddi halinde borçlu %10 haksız çıkma tazminatına mahkum edilecektir.

Kurum İşleminin – Ödeme Emrinin İptali davasını taraflar kendisi açabilir mi?

Hukukumuzda, mahkemeler nezdinde açılan davaların avukat aracılığıyla takip edilmesine yönelik olarak zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, mahkemelerde görülecek davalar hukuki mahiyeti itibariyle bir çok hukuki müesseseye hakim olmayı gerektirmektedir. Bunun yanında, mahkemelerde yürütülen yargılamalarda belirli usulü kurallar uygulanmakta olup, bu usul kurallarının bilinmemesi, aşamalarda yapılacak işlemlerin süresinin kaçırılması veya yanlış yapılmasına bağlı olarak hak kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle dava açılmadan önce hukuki yardım alınması ve davaların bir avukat aracılığıyla takip edilmesi daha yararlı olmaktadır.

Ofisimiz İş Hukuk alanında uzman kadrosuyla, iş hukukuyla ilgili uyuşmazlıkların çözümü noktasında danışmanlık ve avukatlık hizmetleri vermektedir

Av. Cem AKYAZI

Av. Mücahit Ahmet TUMBUL

About The Author

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.